Kategoriler
Sanatsal Etkinlikler

Artırılmış gerçeklik destekli ilk defile İKÜ’den

İstanbul Kültür Üniversitesi Moda Tasarımı ve Bilgisayar Programcılığı öğrencileri, 1 Haziran’da sahneleyecekleri defilelerini teknolojiyle birleştirerek, tasarımlarını “artırılmış gerçeklik” uygulaması ile sunacaklar.

İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) İşletmecilik Meslek Yüksek Okulu Moda Tasarımı Programı öğrencileri, 8 ayda ürettikleri tasarımlarını “Dönüşüm” temalı defileyle sergileyecekler. Genç tasarımcı adayları 1 Haziran Perşembe günü İKÜ Akıngüç Oditoryumu ve Sanat Merkezi’nde düzenleyecekleri defileyi, teknolojiyle birleştirecek ve tasarımlarını Fashion Wall (Moda Duvarı) konsepti içinde “artırılmış gerçeklik” uygulaması ile ayrıca sunacaklar.

Öğrenciler,“augmented reality” olarak da bilinen “artırılmış gerçeklik” uygulaması ile destekledikleri defileyi, kırmızı halıda ağırlayacakları konuklarına duvarlardaki geniş çerçeveli resimler üzerinde canlanan 3 boyutlu mankenlerle birlikte sanal ortamda da sunacaklar. Dünyada ve Türkiye’de eğitim, inşaat, sağlık ve tekstil gibi birçok sektörde kullanılan “artırılmış gerçeklik” uygulaması, Fashion Wall (Moda Duvarı) konsepti ile birlikte Türkiye’de ilk kez bir defilede kullanılacak. Gerçek hayatın içine, teknolojik aygıtlar aracılığıyla yine gerçek görüntülerin, ses ve efektlerle entegre edildiği uygulama sayesinde konuklar, kendilerini 3 boyutlu bir sanal defilenin içinde bulacaklar. DHA

Kategoriler
Sanatsal Etkinlikler

Sevmek Güzel Meslek

BURAK ABATAY
@abatayburak

Türkiye sanat tarihinde gerek edebiyatta gerekse de resim sanatında çok sayıda eser veren Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun retrospektif sergisi ‘Sevmek Güzel Meslek’ adıyla İzmir’den sonra Ankara’da da sanatseverlerin ziyaretine açıldı. 7 Nisan’da Pharmactive ana sponsorluğunda CerModern’de sanatseverlere kapılarını açan sergi temmuz sonuna kadar açık olacak. Serginin koordinatörlüğünü Fahri Özdemir, küratörlüğünü ise İbrahim Örs ve Hanefi Yeter üstleniyor. Fahri Özdemir’le serginin detaylarını ve Bedri Rahmi Eyüboğlu’nu konuştuk.

» Bedri Rahmi Eyüboğlu hem edebiyat için hem de resim için üreten az sayıdaki sanatçıdan biri. Bedri Rahmi algınız ne doğrultuda?

Birini diğerinden ayırt etmek zor ama şahsi düşüncem resim sanatındaki Bedri Rahmi… Bu düşünce kişilere göre değişebilir tabii. Bunu Bedri Rahmi’nin kendisi şöyle anlatır: “Şahsımla ilgili ressamlara soruyorlar, resmini bilmem ama şairler iyi şair olduğunu söylüyor; şairlere sorduklarında da şairliğini bilmem ama ressamlar iyi bir ressam olduğunu söylüyorlar. İşte ben bu iki uç arasında gidip geldim hep.”

Bedri Rahmi sadece şiir ya da resim yapmadı; sanatın birçok alanında üretimde bulundu. Örneğin resim, heykel, mozaik, şiir, deneme bunlardan bazıları.

» Sanatçının retrospektif sergisi fikri nasıl gelişti?

Beni çok etkilemiş biri Bedri Rahmi. Gerek aydın tutumu gerek büyük sanatçılığı kimi etkilemez ki? Bu bağlamda tabii ki sergisini düşüneceğim ilk isimlerden biri idi Bedri Rahmi Eyüboğlu. Folkart Gallery ve Pharmactive İlaç olarak 5 yıllık sanatsal planlamamızı yaparken de hemen ön plana çıktı Bedri Rahmi. Tabii bir de Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun torunu Rahmi’nin çok yakın dostum olması da serginin açılmasında büyük kolaylık oldu.

» Eyüboğlu’nun eserlerinin tamamına birden ulaşmak zor olmuş olsa gerek…

Yukarıda sözünü ettiğim Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun torunu Rahmi’nin varlığı işimizi çok kolaylaştırdı. Çünkü Rahmi hem dedesi Bedri Rahmi’nin hem de babaannesi Eren Eyüboğlu’nun eserlerini çok iyi koruyan ve gelecek kuşaklara aktarılması için elinden geleni yapan biri. Dolayısıyla sergiyi oluşturan eser ve objelerin yüzde 60’ını Rahmi’den sağladık. Geri kalan kısmını da başta Lucien Arkas ve Murat Balkan olmak üzere Türkiye’deki önemli koleksiyonerlerden edindik.

sevmek-guzel-meslek-294642-1.

» Önce İzmir’de sergilendi. Geri dönüşler nasıldı? Serginin içeriğinden bahseder misiniz?

Beklentimizin çok üstünde oldu. İki ayda 48 bin kişi izledi sergiyi; Folkart Gallery olarak bir rekora imza attık İzmir’de. Tabii Bedri Bey’in sergisi sıradan bir sergi değildi. İlk eserinden son eserine kadar tüm süreçten eserlere ve objelere yer verdik. Yaklaşık 160 adet çeşitli sanat disiplinlerinde ürettiği eserlerinin yanı sıra 300’e yakın da obje vardı. Örneğin Âşık Veysel ve Ruhi Su’nun kullandığı sazdan tutun da Orhan Veli’nin yazdıkları mektuplara kadar; kendi yazışmalarından tutun da yaptığı mektup zarflarına kadar birçok obje yer aldı. Ayrıca sergide büyük aşk yaşadığı ve uğruna şiirler yazıp resimler yaptığı Mari Gerekmezyan’ın; başka bir deyimle ‘Karadut’un yaptığı Bedri Rahmi büstü de sergide yer aldı. Bu çok kapsamlı serginin dönüşü de kuşkusuz iyi olacaktı. Ve iyi de oldu. Daha önce de söylediğim gibi 48 bin kişinin izlemesi de bu serginin başarılı olduğunu gösterdi bize.

» ‘Sevmek Güzel Meslek’ Bedri Rahmi Eyüboğlu retrospektif sergisi şimdi Ankara’da.

Evet Pharmactive İlaç’ın ana sponsorluğunda Ankara CernModern’de. Sanatseverler sergiyi temmuz sonuna kadar izleyebilir. İlk 25 günde 30 bin izleyiciyi geçti. Sergi sonunda da Ankara’da da yeni bir rekor kıracağımızı sanıyorum. Tabii ki sanat direktörlüğünü yaptığım Folkart Gallery ve Pharmactive İlaç da bu sonuçtan çok memnun olduğundan dolayı sergiyi İzmir ve Ankara’nın dışında başka şehirlere de taşıma kararı aldık. Umarım bu şehirlerde de başarıya ulaşırız.

Kategoriler
Sanatsal Etkinlikler

“Sanatta Bir Yer” Projesi

Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerine, çalışmalarını Doğuş Grubu’na ait mekanlarda sergileme olanağı sunan ve ikinci yılına giren Sanata Bi Yer projesi kapsamında resim, fotoğraf, enstalasyon, heykel, baskı-edisyon gibi farklı disiplinlerdeki 209 çalışma başta oteller ve restoranlar olmak üzere çok sayıda mekanda sanatseverlerle buluştu.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Ekran Görüntüsü (1143)’Mozart’ın Sihirli Dünyası’
1467449494_L1020665.jpgAra Güler ve Doğuş Grubu işbirliği ile uluslararası fotoğraf müzesi kuruluyor
Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, D-Marin Uluslararası Klasik Müzik Festivali, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Ana Sponsorluğu, Göbeklitepe Ana Sponsorluğu ve Ara Güler Müzesi gibi projelerle Türkiye’de kültür ve sanatın gelişiminin önemli destekçilerinden biri olan Doğuş Grubu’nun en çok dikkat çeken sosyal sorumluluk projelerinden biri olan “Sanata Bi Yer” topluma değer katma vizyonuyla 2015 yılında ortaya çıktı.
ÖĞRENCİLER VE SANATSEVERLERLE PAYLAŞILDI
İkinci yılında daha da geniş kitlelere ulaşmayı hedefleyen proje, Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerine çalışmalarını Doğuş Grubu’na ait mekanlarda sergileme ve sanatseverlerle buluşturma olanağı sunuyor. Sanata Bi Yer’in elde ettiği başarı 24 Ocak Salı günü bomontiada’da Doğuş Grubu CEO’su Hüsnü Akhan ev sahipliğinde gerçekleşen renkli davette öğrenciler ve sanatseverlerle paylaşıldı.

DOĞUŞ GRUBU’NA AİT MEKANLARDA SERGİLENDİ
Sanatla yaşamın iç içe olması gerektiğine inanan Doğuş Grubu, Sanata Bi Yer projesi ile işlerini sergileyecek, tanıtacak bir alan bulamayan gençlerin yaratıcı çalışmalarının sergilenmesi için mekanlarını galeriye çevirdi. Projeye dahil olan Doğuş Grubu’na ait mekanlar sanatın hayatın içine karıştığı canlı galerilere dönüştü.
Sanata Bi Yer projesi kapsamında, bugüne kadar http://sanatabiyer.com adresine girerek üye olan 546 öğrencinin, 1.263 farklı çalışması web sitesine yüklendi. Siteye üye olanlar arasında 120 öğrencinin resim, fotoğraf, enstalasyon, heykel, baskı-edisyon gibi farklı disiplinlerdeki 209 çalışması Doğuş Grubu’na ait mekanlarda sergilendi.

ÖĞRENCİLERİN KAZANÇLI ÇIKMASINA OLANAK TANIYOR
Doğuş Grubu, Sanata Bi Yer projesiyle öğrencilerin bu projeden kazançlı çıkmasına da olanak tanıyor. Proje kapsamında satış ilişkisinin hiçbir aşamasına dahil olmadan, işleri satın almak isteyenlerle işlerin sahiplerinin bilgilerini paylaşma konusunda aracılık ediyor.
“ÖĞRENCİLERLE SANATSEVERLERİ BULUŞTURMAYI HEDEFLEDİK”
Davet sırasında yaptığı açılış konuşmasında Sanata Bi Yer’in geldiği nokta ve projenin başarısına değinen Doğuş Grubu CEO’su Hüsnü Akhan şunları söyledi:
“Doğuş Grubu olarak iki yıl önce hayata geçirdiğimiz Sanata Bi Yer projesi kapsamında, hayal güçlerinin eseri olan çalışmaları sergilemeleri için istek duyan öğrencilerle yeni yetenekler keşfetmek isteyen sanatseverleri buluşturmayı hedefledik. Kendine yer arayan farklı disiplinlerden çok sayıda yaratıcı çalışmayı başta restoranlarımız ve oteller olmak üzere galeriye dönüştürdüğümüz mekânlarımızda sergilemeye devam ediyoruz. Bu işlerin fark edilmeye, projenin tanınmaya ve sanatseverlerin dikkatini çekmeye başladığını gördükçe yaptığımız işin doğruluğuna olan inancımız daha da artıyor”

546 ÖĞRENCİDEN 1.263 FARKLI ÇALIŞMA
“Proje kapsamında, bugüne kadar web sitesi üzerinden üye olan 546 öğrencinin, 1.263 farklı çalışması siteye yüklendi. Siteye üye olanlar arasında 120 öğrencinin resim, fotoğraf, enstalasyon, heykel, baskı-edisyon gibi farklı disiplinlerdeki 209 çalışması Doğuş Grubu’na ait mekanlarda sergilendi. Hedefimiz önümüzdeki dönemde, bu sayıları daha da artırmak yönünde.

“ÖĞRENCİLERİN GELİŞMELERİNE DESTEK OLMAYI AMAÇLADIK”
“Bizim için bu rakamlardan çok daha önemli olan konu, yaratıcı ruha sahip bu gençlerimizi daha da cesaretlendirmek, onların ilham almalarına, birbirlerine ilham vermelerine ve profesyonelliğe adım atmalarına yardımcı olmaktır. Proje kapsamında yaratıcı işleri satın almak isteyenlerle işlerin sahiplerinin bilgilerini paylaşma konusunda da aracılık ediyoruz. Projeye dahil olan ve mekanlarımızda sergilenen işlerin satılmasını ve öğrencilerin bu projeden kazançlı çıkmasını arzu ediyoruz. Biz bu projeyle, öğrencilerin akademik ve profesyonel gelişmelerine her anlamda destek olmayı amaçladık ve bu konuda da çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz.

“YATIRIMLARIMIZA DEVAM EDECEĞİZ”
Toplumsal refah düzeyini geliştirmek için çalışan ve gelişimin her açıdan sürdürülebilirliğini sağlamaya her zaman özen gösteren gruplardan biri olarak Sanata Bi Yer ile birlikte, müzikten fotoğrafa, resimden arkeolojiye, kültür-sanat alanındaki tüm sosyal sorumluluk projelerimizi geliştirerek bu alandaki yatırımlarımıza devam edeceğiz.”

Kategoriler
Sanatsal Etkinlikler Sergiler

Avusturya’da Türk Sanatları Sergisi

Avusturya’nın başkenti Viyana’da geleneksel Türk sanatlarından tezhip ve hüsnühat sergisi açıldı.

Yunus Emre Enstitüsü Viyana Türk Kültür Merkezi tarafından Türk kültürünü tanıtma faaliyetleri kapsamında düzenlenen serginin açılışına çok sayıda sanatsever katıldı.

Eserler, Türkiye’den gelen sanatçı ve uzmanların anlatımı eşliğinde ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Derman, açılış töreninde yaptığı konuşmada, hüsnühat sanatının Kur’an-ı Kerim’i güzel yazma gayretinden ortaya çıktığını söyledi.

Hüsnühatın özellikle İstanbul’un fethinden sonra yaygınlaşarak Türk-İslam toplumunda varlık göstermeye başladığını aktaran Derman, “Önemli bir sanat merkezi olan Viyana’da sanırım ilk defa bir hüsnühat sergisi yapılıyor. Kim bilir ne resim, heykel sanatları, Batıyı ilgilendiren sanatlar sergilenmiştir ancak tamamen doğuya ve İslam’a, hele hele Türklere has olan bir sanat ilk defa Viyana’da sergileniyor.” diye konuştu.

Viyana Türk Kültür Merkezi Müdür Vekili Ayşe Yorulmaz ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yunus Emre Enstitüsü olarak Türkçe öğretiminin yanında kültürel organizasyonlarla Türkiye’yi tanıtmaya çalıştıklarını ifade etti.

Avusturya genelinde düzenledikleri Türkçe kursları ve kültürel faaliyetlere büyük ilgi olduğunu vurgulayan Yorulmaz, “Yunus Emre Enstitüsü hem Avusturyalılara hem de burada yaşayan Türk toplumuna Türk-İslam kültürünü tanıtmak için çaba sarf ediyor.” dedi.

Yorulmaz, orijinal eserlerden oluşan serginin Varşova ve Berlin’den sonra Viyana’da düzenlendiği bilgisini vererek, bu kentte 2 Mart’a kadar açık kalacağını sözlerine ekledi.

Avusturya’da 2015 yılının mayıs ayından bu yana faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü Viyana Türk Kültür Merkezi, Türkçe eğitimin yanı sıra kültür, sanat ve eğitim alanında birçok projeye imza atıyor.

Kategoriler
Sanatsal Etkinlikler

Retrospektif- Roger Ballen

Retrospektif: “Geçmiştenli” sergisi ile Roger Ballen İstanbul Modern’de 28 Aralık 2016 – 4 Haziran 2017 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşuyor..

Güney Afrikalı sanatçı Roger Ballen’ın 1980’lerden itibaren gerçekleştirdiği çalışmaların izini sürüyor. Erken tarihli çalışmalarında belgesel fotoğrafçılığı geleneğini izleyen Ballen, zamanla kendisinin “ballenesk” olarak nitelendirdiği farklı ve benzersiz bir üslup geliştirdi.

Çizim, resim, kolaj ve heykel tekniklerinden de yararlanan sanatçı, çok disiplinli yaklaşımıyla fotoğrafın köklerine derinden bağlı, yeni bir estetik meydana getirdi. Walker Evans’ın yapıtlarını da çağrıştıran Ballen’ın fotoğrafları doku, ışık ve özneyle etkileşim gibi fotoğrafın sadece biçimsel yönlerini barındırmakla kalmaz, aynı zamanda sosyal değişimlerin yaşandığı bir zamanda ötekileştirilen hayatlara tanıklık etme ve bunları ifşa etme amacını da taşır. Benzer şekilde Diane Arbus ve Eugene Meatyard’ın fotoğrafları da Ballen için bir çıkış noktası olur, biçimsel anlamda mesafeli görünseler de fotoğrafın özne ve nesneleri psikolojik bir yoğunluk taşır.

Ballen’ın katılımcı-aktörlerini Samuel Beckett ya da Harold Pinter’in tiyatrosundakilerden daha garip, ıssız, belirsiz olarak nitelemek de mümkündür. Ballen’ın çalışmalarındaki karakterler, Absürt Tiyatro’ya yakın durur, etraflarındaki dünyaya ne herhangi bir güç uygulayabilir ne de ondan kaçabilirler. Sıradan insanlar aracılığıyla Ballen insani durumun absürtlüğünü açık eder, groteskin içinde komikliği bulur, deliliği gerçekliğin kenarında konumlandırır.

Sergi, sanatçının Dorps: Güney Afrika’nın Küçük Kasabaları, Platteland: Güney Afrika Kırsalından İmgeler, Yabanülke, Gölge Oda, Misafirhane, Kuş Sığınağı ve Hayaletler Tiyatrosu serilerinden bir seçkiye ve “Ballenesk Oda” adlı yerleştirmesine yer veriyor.

Kategoriler
Sanat Sanatsal Etkinlikler

3.İstanbul Tasarım Bienali

3. İstanbul Tasarım Bienali’nin küratörleri Beatriz Colomina ve Mark Wigley oldu.

22 Ekim – 4 Aralık 2016 tarihleri arasında düzenlenecek 3. İstanbul Tasarım Bienali’nin küratörlüğünü Princeton Üniversitesi’nde çalışmalarını yürüten Beatriz Colomina ile Columbia Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Onursal Dekanı ve Mimari, Planlama ve Koruma Bölümü’nde dersler veren Mark Wigley üstleniyor.

Princeton Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren mimarlık tarihçisi ve kuramcı Beatriz Colomina, yine aynı üniversitede Medya ve Modernite Programı’nın da kurucu direktörü. Colomina’nın küratörlüğünü yaptığı, Klipsle/Bas/Katla: Küçük Dergilerin Radikal Mimarisi 196X-197X sergisi 2006 yılında New York’taki Storefront for Art and Architecture’da açıldı ve o günden bu yana Documenta 12, Londra Mimarlık Derneği ve Montreal’deki Kanada Mimarlık Merkezi dâhil, dünya çapında 11 noktada sergilendi. Küratörlüğünü üstlendiği sergilerden Playboy Mimarisi 1953-79, NAi Maastricht’te 2012 yılında açıldıktan sonra 2014’te de Frankfurt’taki DAM Alman Mimarlık Müzesi’nde sergilendi.  Radikal Pedagojiler: Disiplin İstikrarsızlığı Zamanında Mimari Eğitim ise 2013 Lizbon Mimarlık Trienali ile 2014’te Venedik Bienali 14. Uluslararası Mimarlık Sergisi’nde yer aldı.

Çalışmalarını New York’ta sürdüren Yeni Zelandalı mimarlık tarihçisi, kuramcı ve eleştirmen Mark Wigley, Columbia Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Onursal Dekanı olmasının yanında Mimari, Planlama ve Koruma Bölümü’nde halen dersler veriyor. Wigley, New York’taki MoMA ve Drawing Center, Rotterdam’daki Witte de With ve Montreal’deki Kanada Mimarlık Merkezi’nde çeşitli sergilerin küratörlüğünü yaptı. Yapıbozum Mimarlığı: Derrida’nın Uğrak Yeri (1995), Beyaz Duvarlar, Tasarımcı Giysileri: Modern Mimarlığı Biçimlendirmek (1995) ve Constant’ın Yeni Babil’i: Arzunun Hiper-Mimarlığı (1998) kitaplarını yazan Wigley, Aktivist Çizim: Constant’ın Yeni Babil’inden Öteye Sitüasyonist Mimarilerin İzinde (2001) kitabının da Catherine de Zegher ile birlikte eş-editörlüğünü üstlendi. Ayrıca, Volume dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Wigley’in Buckminster Fuller A.Ş.: Radyo Çağında Mimarlık başlıklı yeni kitabı ise yakında piyasaya çıkacak.